-
1 acı
I s\acı katmak scharf würzen (-e)\acısını çıkarmak den bitteren Geschmack beseitigen; ( yemeklerde) die Schärfe beseitigen\acı patlıcanı kırağı çalmaz ( prov) Unkraut vergeht nicht\acı çekmek Schmerzen erleiden\acı duymak Schmerz empfinden\acı duymak ( üzülmek) Trauer empfindenbirine \acı vermek jdm Leid antun, jdm wehtun\acısını çekmek leiden\acısını çıkarmak (öç, intikam almak) sich revanchieren (için/-den für/bei)II adj\acı çikolata bittere Schokolade\acı gerçek die bittere Wahrheit2) ( koyu) tief\acı bir yeşil ein tiefes Grünhaftanın \acı olayları die tragischen Ereignisse der Wochesözleri çok \acıydı seine Worte waren sehr bitter -
2 çekmek
I vtüstüne \çekmek auf sich beziehen2) auto abschleppen4) ( içine almak) in sich aufnehmen, sich saugensünger bütün sütü çekti der Schwamm hat sich mit Milch vollgesaugt5) ( nutuk) halten6) ( sorguya) unterziehenacı \çekmek Schmerzen erleidengüçlük \çekmek Schwierigkeiten habenyabancılık \çekmek sich fremd fühlen8) fotoğraf \çekmek fotografieren9) auto abschleppen11) ertragenkopya \çekmek abschreiben (- den von)temize \çekmek nochmals sauber abschreibenII vi1) ( daralıp kısalmak) einlaufen2) auto anziehenaraba iyi çekiyor der Wagen zieht gut an3) ( benzemek) schlagen (-e nach)birine \çekmek nach jdm geraten [o schlagen]annesine/babasına \çekmek nach der Mutter/dem Vater schlagen -
3 acı
acı1 adj allg bitter, scharf; fig schmerzlich; Geschrei laut; Stimme scharf, durchdringend; Farbe grell, schreiend; Nachricht traurig;acı acı heftig, durchdringend; bitter;acı kuvvet rohe Gewalt facı2 subst (tat) Bitterkeit, Schärfe f; (ağrı) Schmerz m; Leid n; Trauer f;acı çeken leidend;acı çekmek leiden, Schmerzen haben;b-ne acı gelmek jemandem bitter sein/werden;-in acısını çekmek büßen müssen A;bş-in acısını (b-nden) çıkarmak sich für etwas (an jemandem) schadlos halten;
См. также в других словарях:
acı çekmek (veya duymak) — 1) ağrı, sızı duymak Ameliyattan sonra çok acı çekti. 2) mec. üzülmek, üzüntü içinde kalmak Bu faciaya bizzat karışmışım gibi bir acı duyuyordum. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
acı — is. 1) Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu, tatlı karşıtı Acıyı sever. 2) sf. Tadı bu nitelikte olan Acı kahvesini yudumluyordu. T. Buğra 3) Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık, ıstırap Omuzlarına kadar vücudun derisini … Çağatay Osmanlı Sözlük
keder çekmek — acı duymak, ıstırap çekmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ıstırap çekmek — ağrı ve acı içinde kıvranmak, aşırı derecede üzülmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gıvranmak — acı çekmek … Beypazari ağzindan sözcükler
inlemek — acı çekmek … Beypazari ağzindan sözcükler
azap duymak — acı çekmek, üzülmek Bu şehrin, takdir fukaralarının orta malına dönüşmüş olmasından azap duyuyorum. A. Boysan … Çağatay Osmanlı Sözlük
cevir — (A.) [ رﻮﺝ ] haksızlık, üzülme, üzme, zulüm. ♦ cevir çekmek acı çekmek, zulüm görmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
TEBA'SUS — Muztarib olmak, ıztırab çekmek. Acı çekmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kıvranmak — nsz 1) Ağrı, sancı gibi bedensel veya korku, heyecan gibi ruhsal nedenlerle vücut eğilip bükülmek Hasta, yorganın altında biraz kıvranarak devam etti. P. Safa 2) mec. Acı çekmek, üzülmek Yıllardan beri düşmanların eline düşmüş olan bu kıymetli… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ölmek — nsz, ür 1) Yaşamaz olmak, hayatı sona ermek, can vermek 2) Bitki, solmak Bu çiçekler dayanmaz, çabuk ölür. 3) mec. Bazı sebeplerle çok sıkıntı veya acı çekmek 4) mec. Değerini, geçerliğini, gücünü yitirmek, kullanılmamak Bu usul öldü artık.… … Çağatay Osmanlı Sözlük